Rektum, kalın bağırsağı anüse bağlayan son kısımdır. Rektumun ana görevi vücuttan atılacak dışkıyı depolamaktır. Rektum yaklaşık olarak 12-15 cm’lik uzunluğa sahiptir. Rektum 3 tabakadan oluşur. Dışkının geçişini kolaylaştırmak için mukus salgılayan bezlerden oluşan mukoza bölümü rektumun iç yüzeyini kaplar. Muskularis propria denilen ve rektum duvarının orta tabakasını oluşturan katman büzüşmeyi sağlayan kaslardan oluşur. Rektumun son kısmı ise yağ tabakasıdır. Rektumu oluşturan bu üç bölümün dışında bağışıklık sisteminin bir parçası olan lenf bezleri rektumu çevrelemektedir.
Rektum kanseri, kanserli yani malign hücrelerin rektum dokularında oluştuğu bir hastalıktır. Rektum kanseri genellikle rektum iç yüzündeki poliplerden kaynaklanmaktadır. Rektum ve kolon kanseri genellikle "Kolorektal kanser" olarak adlandırılır.
Rektum ve kolon kanserleri birçok yönden benzer olsa da tedavileri oldukça farklıdır. Bunun başlıca nedeni, rektumun diğer organlardan ve yapılardan zar zor ayrılmış, dar bir alana oturmasıdır.
Rektum Kanseri Belirtileri
Rektum kanseri belirtileri farklı şekillerde görülebilmektedir. Ancak birçoğu belirti vermeden rutin taramalarda tespit edilmektedir. Rektum kanseri belirtileri;
- Makattan kanama olması veya dışkıda kan görülmesi (en sık)
- Dışkıda mukus
- Kabızlık, ishal, gibi bağırsak hareketlerindeki değişiklik
- Bağırsakların tamamen boşalmadığı hissi
- Ağrılı bağırsak hareketleri
- Kansızlığa bağlı nefes darlığı, baş dönmesi, hızlı kalp atışı
- Tümörün çıkış yolunu kapatması sonucu bağırsak tıkanması
- Dışkı kalınlığında incelme
- Açıklanamayan kilo kaybı
Rektum Kanseri Nedenleri
Rektum kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte rektum kanserine neden olan çok sayıda risk faktörü mevcuttur,
- İleri yaş (>50)
- Alkol ve sigara tüketimi
- Hayvansal kaynaklı yüksek yağlı beslenme düzeni
- Kolorektal kanser veya polip öyküsü
- Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi kolon ve rektumun kronik enflamatuar hastalıkları
- Polipsiz kalıtsal olmayan kolorektal kanser (Lynch) ve ailesel adenomatoz polipozis (FAP) gibi genetik sendromlar
- Hareketsiz bir yaşam ve obezite
- Kanser tedavisi için özellikle karın bölgesine radyoterapi tedavisi almak
- Diyabet (Şeker hastalığı)
- Ailede özellikle birinci derece yakınlarda kolon ve rektum kanseri
Rektum Kanserinde Tanı
Rektum kanseri erken teşhis edebilmek için rutin tarama programlarının uygulanması gerekir. Risk faktörü bulunmayan kişilerde 50 yaşında rutin taramalara yaptırmak rektum kanserinin erken teşhisi bakımından çok önem taşır. Risk faktörü olan kişilerin taramaları daha erken başlamalıdır. Genellikle makatta kanama veya demir eksikliği sonrası yapılan kontrollerde rektum kanseri teşhis edilir. Rektum kanseri tanısında aşağıdaki testlerden yararlanırlır.
- Rektal Muayene: Rektum duvarındaki kanseri hissetmek için parmakla yapılan makat muayenesidir. Tümörün anüsten uzak olduğu durumlarda rektum kanseri bu muayenede belirlenemeyebilir. Dijital rektal muayene ile bir anormallik tespit edilirse, kanserin daha fazla değerlendirilmesi için bir endoskopi yapılır.
- Kolonoskopi & Rektoskopi: Işıklı bir kamera yardımı ile makattan girilerek rektum (rektoskopi) veya tüm kalınbağırsak (kolonoskopi) incelenebilir. Böylelikle rektum ve kolon iç kısımları direkt olarak gözlemlenmiş olur. Şüpheli görülen alanlardan doku örneği (biyopsi) alınabilir, ayıca endoskopik olarak çıkarılabilecek polipler işlem sırasında çıkarılabilir.
Rektum Kanserinde Evreleme
Rektum kanseri tanısı konduktan sonra, kanserin yaygınlığını (evresini) belirlemek gerekir. Kanserinizin evresi, sağ kalım ve tedavi seçeneklerinizi belirlemenize yardımcı olacaktır. Evreleme testleri şunları içerir:
Tam kan sayımı (hemogram): Bu test, kandaki farklı hücre türlerinin sayısını bildirir. Kırmızı kan hücresi sayınızın düşük olması anemi (kansızlık), beyaz kan hücrelerinin yüksek olması ise olası bir enfeksiyon (iltahap) durumuna işaret eder.
Biyokimyasal kan testleri: Kandaki farklı kimyasalların seviyelerini ölçerek karaciğer, böbrek gibi organların fonksiyonları anlaşılmaya çalışılır.
Karsinoembriyonik antijen (CEA): Kanserler bazen kanda tespit edilebilen tümör belirteçleri adı verilen maddeler üretir. Böyle bir belirteç olan karsinoembriyonik antijen (CEA), kolorektal kanserli kişilerde normalden daha yüksek olabilir. CEA testi, tedaviye yanıtın izlenmesinde yararlıdır.
Bilgisayarlı göğüs tomografisi: Bu görüntüleme testi, rektum kanserinin karaciğer ve akciğerler gibi diğer organlara yayılıp yayılmadığını belirlemeye yardımcı olur.
Pelvik MR: MR; rektumdaki tümörün, çevreleyen kaslar, organlar ve diğer dokular ile ilişkisini ayrıntılı bir şekilde gösterir. Ayrıca rektumun yakınındaki lenf düğümlerini ve rektal duvardaki farklı doku katmanlarını gösterebilir.
Endoskopik ultrason (EUS): Rektum tümürünün rektum duvarı içinde ne kadar ilerlediğini ve çevre dokularla ilişkisini göstermek için uygulanan ileri bir tetkiktir.
Rektum Kanserinde Tedavi
Rektum kanseri tedavisinde; kanserin evresi ve derecesi, tümörün rektumdaki yeri, boyutu, hastanın yaşı ve genel sağlık durumuna göre planlama yapılır. Rektum kanserinin öncelikli tedavisi cerrahidir. Eğer tümörün tam olarak çıkarılamayacağı düşünülüyorsa veya hastanın genel sağlık durumu büyük bir ameliyatı kaldıramayacak düzeydeyse tümörü küçültme ve şikayetleri azaltmak için ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanabilir.
Cerrahi Tedaviler
- Endoskopik cerrahi: Erken evre rektum kanserlerinde, makattan girilen özel aletler ile tümör ve çevre sağlıklı rektum duvarı çıkarılabilir. Endoskopik mukozal rezeksiyon (EMR), endoskopik submukozal diseksiyon (ESD) ve transanal lokal eksizyon buna örnek olabilecek yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlar saldırgan olmayan, boyutu küçük, rektum kas tabakasına ilerlememiş ve çevresel lenf nodlarına yayılmamış kanserler için uygundur.
- Rektumun tamamının veya bir kısmının çıkarılması: Anal kanaldan (makattan) yeterince uzakta olan daha büyük rektum kanserleri, rektumun tamamını veya bir kısmını çıkaran bir yaklaşımla (low-anterior rezeksiyon) tedavi edilebilir. Bu işlemde çevre doku ve lenf düğümleri de çıkarılır. Makat korunduğu için dışkı vücudu normal şekilde anüsten terk eder. Her ne kadar makat korunsa da bazı durumlarda kalınbağırsaktaki bağlantıyı korumak için geçici olarak bağırsakların bir kısmı karın duvarına ağızlaştırılabilir. Bu işlem açık yöntemle yapılabileceği gibi uygun hastalarda laparoskopik (kapalı) ya da robotik olarakta uygulanabilir.
- Rektum ve anüsün çıkarılması: Anüsün (makat) yakınında bulunan rektum kanserlerinde, bağırsak hareketlerini kontrol eden kaslara zarar vermeden kanseri tamamen çıkarmak mümkün olmayabilir. Bu durumda rektum, anüs ve kolonun bir kısmı ile yakındaki doku ve çevresel lenf düğümlerini çıkartılabilir. Abdominoperineal rezeksiyon (APR) adı verilen bir operasyon sonrası makat bölgesi tamamen kapatılarak, dışkının dışarı çıkabilmesi için barsağın bir kısmı karın duvarına ağızlaştırılır. Bu ağızlaştırma ömür boyu kalır. Bu işlem açık uygulanabileceği gibi uygun hastalarda laparoskopik (kapalı yöntem) ya da robotik cerrahi ile de gerçekleştirilebilir.
Kemoterapi
Kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek için kullanılan kimyasal maddelerdir. Rektum kanseri için kemoterapi, kanser daha büyükse veya lenf düğümlerine yayılmışsa genellikle ameliyattan sonra verilir. Bu şekilde kemoterapi vücutta kalan kanser hücrelerini öldürebilir ve kanserin tekrarlama riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Bazı durumlarda tümörü küçültmek ve cerrahinin etkinliğini arttırmak için ameliyattan öncede verilebilir.
Ameliyat imkanı olmayan ileri evre ve vücuda yayılmış kanserlerde şikayetleri azaltmak içinde radyoterapi ile birlikte uygulanabilir.
Radyoterapi (Işın Tedavisi)
Radyasyon tedavisi, kanser hücrelerini öldürmek için X-ışınları ve protonlar gibi güçlü enerji kaynaklarını kullanır. Büyük bir kanseri ameliyattan önce küçültmek için kullanılabilir, böylece daha kolay çıkarılabilir.
Ameliyat bir seçenek olmadığında, ağrı ve kanama gibi semptomları hafifletmek için radyasyon tedavisi kullanılabilir. Bazen radyasyon kemoterapi ile birleştirilir.
İmmünoterapi
İmmünoterapi, kanserle savaşmak için bağışıklık sisteminizi kullanan bir ilaç tedavisidir. Vücudunuzun hastalıklarla savaşan bağışıklık sistemi kanserinize saldırmayabilir çünkü kanser hücreleri, bağışıklık sistemi hücrelerinin kanser hücrelerini tanımasını engelleyen proteinler üretir. İmmünoterapi bu sürece müdahale ederek çalışır. İmmünoterapi genellikle ilerlemiş rektum kanseri için ayrılmıştır.
Rektum Kanserinde Sağ Kalım
Rektum kanseri yaşam süresi; kanserinin derecesi, evresi, karsinoembriyonik antijen (CEA) seviyeleri, hastanın genel sağlık durumu, seçilen tedavi yöntemi, hastanın tedaviye verdiği yanıt gibi birçok faktöre bağlıdır. Rektum kanseri ne kadar yaşar? gibi bir sorunun yanıtı kesin değildir ve hastadan hastaya değişmektedir.
Dünyada yapılan genel istatistiklere göre 5 yıl sağ kalım oranları aşağıdaki gibidir;
- Evre I: %80-88
- Evre II: %60-81
- Evre III: %40-75
- Evre IV: %8-13
İlgili içerik: Kolon (Kalınbağırsak) Kanseri